Tek lüksüm ve besin kaynağım kitaplar

Dunyabizim.com / Ahmed Öztürk / 12 Aralık 2013

Yediğimiz gıdaların nezafeti ile ilgili çalışmaları ile insanların yoluna ışık tutan ve moderniteye karşı fıtrîliği savunmak adına gayretleriyle tanıdığımız Kemal Özer'e, okudukları ve kitaplar hakkında birkaç soru sorduk.

Şu an hangi kitabı/kitapları okuyorsunuz?

Şu an Martin Lings’in “Mekke” kitabı, Hakan Ertin ve Merve Özdemir’in hazırladığı “Hayatın Başlangıcı ve Sonu” ile Pierre Jean Luizard’ın “İslam Topraklarında Otoriter Rejimler” eserlerini bitirdim. Okumaya devam ettiğim eserler ise şunlar: George Ritzer’in “Küresel Dünya”, Arif Bilgin’in “Osmanlı Saray Mutfağı”, Kadir Mısıroğlu’nun “Osmanlı Tarihi”, Dr. Bedran Bin Lahsen’in “Malik Bin Nebi'de Medeniyet”, Cabiri’nin “Fehmü'l Kur'an - Siyer Eşliğinde Kur'an'ı Anlamak”, Prof. Dr Ahmet Aydın’ın “Otizme Çözüm Var!”, Dr. Israr Ahmed’in “Hadis Kriterlerinin Yeniden Tanımlanması”, Fatih Polat’ın “Aşk, Entrika, Güç ve Zehir”.

Kendinize ait bir kitap okuma usûlünüz var mı?

Evet var! Plansız okumaların doğru okumalar olmadığına inanırım. Bir kitabı alıp bitirene kadar başka bir şey okumayanlardan değilim. Okumadan önce yazar hakkında bilgi eksikliğimi gideririm. İlk olarak varsa önsözü ya da girişi okurum. Seçtiğim bir başlıkla devam ederim.

Bu okuma eserin tümünü okuyup okumamak gerektiği konusunda karar vermeme yardım eder. Sonra bırakır veya devam ederim. Bırakmaya karar vermişsem bile eseri hızla bir taramadan geçiririm. Okuma sırasında renkli kalemlerim ve renkli işaret kâğıtlarım yanımda durur. Kitapları sarı, yeşil, kırmızı, mavi olarak işaretlerim. Maviyle kavramlar, kırmızıyla vurucu cümleleri, yeşille kişi ve kaynakları, sarı ile ise açıklamaları işaretlerim.

Aramalarımda veya çalışmalarımda işimi kolaylaştırması için mutlaka işaret kâğıtları yapıştırırım. Üstelik ben bazı romanları bile böyle okurum. Bu okuma hızımı düşürüyor ama geriye baktığımda, ‘İyi ki böyle yapmışım!” diyorum. Hem zihinsel kalıcılığı artırıyor, hem de araştırmalarımda çok zaman kazandırıyor.

Eskiden aldığım kitapların sonuna kitap hakkında olumsuz veya çok olumlu ise kanaatimi yazardım. Artık yapmıyorum çünkü artık bir kitabı alırken çok daha seçiciciyim. Okumalarımda birçok eseri bir arada okurum. Bu zihinsel yorgunluğumu ve sıkılmamı engelliyor.

Kitap fuarlarına gider misiniz?

Hem yeni hem de eski kitap fuarlarını hiç kaçırmam. Fuarlar benim temin maliyetimden daha pahalı olduğundan “Bu kez fuardan kitap almayacağım!” diye yola çıkıyorum. Ama kitabı görünce aradığı hazineye erişmiş defineci gibi gözüm hiçbir şeyi görmüyor. Beyoğlu’ndaki ikinci el kitap fuarından sadece dergi aldım. Fiyatlar stand ücreti ödemedikleri halde aşırı pahalıydı. Geçen hafta imza için Konya Kitap Fuarı’na gitmiştim. Oradan bile İstanbul’a kitaplarla döndüm. Nasıl almayayım; tek “lüksüm” ve “besin kaynağım” kitap.

Takip ettiğiniz bir süreli yayın, dergi ya da site var mı?

Onlarca siteyi takip ederim. Gazetelerin sitelerine özellikle bakarım. “dunyabizim.com” kendine özgü bir site ve kültür hazinesi gibi. Çok beğenerek takip ediyorum. Barış Tarımcıoğlu’nun özgün sitesi “haricihaber.com” da mutlaka ziyaret ettiğim sitelerden. Uzun zamandır dergi aldığımı söyleyemem. Ama aylık 10’a yakın dergi eksik olmasınlar yayıncıları tarafından gönderiliyor. Bunlar içinde Turquie Diplomatique’i önemli ölçüde tararım. Dergilerin kapaktaki abartıları ile içeriklerinin tutarsızlığı çoğu kez para vermemi engelliyor. Dini çevrelerdeki dergiler genellikle telif ödemedikleri için olsa gerek, oldukça yetersiz. Bununla birlikte takip ettiğim yabancı dergiler de var.

Varlığına dikkat çekmek istediğiniz bir kitap, dergi ve ya yazar var mı?

Hangi birini zikretmeli mi bilmiyorum. Ama son dönemde okuduğum en derli toplu eserlerden biri, Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan Pierre Jean Luizard'ın “İslam Topraklarında Otoriter Rejimler”. Aliya İzzetbegoviç ve Martin Lings’in samimiyetleri beni hep etkiler ve dönüp dönüp okurum.

Nazife Şişman, ıskaladığımız kalemlerden biri. Tüm gençler “Yeni İnsan” eserini mutlaka okumalı, hatta herkes. Ivan Illich, birikim ve kalemine hayran olduğum bir yazar. Malik bin Nebi’nin eserlerinin bir külliyat olarak sağlam bir şekilde tercüme edilmesi ise en büyük arzum.

Gittikçe Batı toplumlarına benzediğimiz için, hızla onlar gibi önyargı bataklığına doğru ilerliyoruz gibi geliyor. Bu nedenle Abdulvahap El Messiri’nin “Önyargı” eseri bunu kıracak güçte bir çalışma.

(İlgilerinden dolayı Ahmed Öztürk kardeşim ve dunyabizim.com'a teşekkür ederim. K.Ö.)