Bu makale Gerçek Hayat Dergisinin 1117. Temmuz 2025 sayısında neşredilmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in doğurganlık verilerine göre:
1927’de 7,10
1950’de 6,62
1970’de 5,59
2000’de 3,02
olan Türkiye’de evli kadın başına çocuk sayısı
2024’de ise 1,48’e gerilemiş.
Daha az insan daha az dert.
Daha az nüfus daha az üretim.
Daha az üretim ise yokluk, muhtaçlık ve bağımlılık…
Diktatörler az nüfus ister. Az olsun ama her şey benim olsun kurnazlığı…
Erdoğan ise başbakanlığı döneminden bu yana 3 çocuk talep ediyor yani artırmanın derdinde…
TÜİK raporlarına göre Türkiye’de
2024’de doğan bebek sayısı 937.559
Aynı yıl ölen kişi sayısı 489.361
Yani 85 milyonluk ülkede elde var 448.148 ek kişi. İşte epi-topu bu kadar.
Ülkemizde 26.599.262 evli çift varmış.
2023’de 568.395 yeni çift evlenmiş. Bir yıl içinde sadece bunların birer çocuğu olsa 568 bin bebek ederdi. Evlilerin yüzde 10’u çocuk sahibi olsaydı 2.659.926, yüzde 5’i olsaydı da 1 milyon 330 bin...
Demek ki ailelerden sadece yüzde 3.5’inin çocuğu doğmuş.
Hızlanarak düştüğü gerçeğini göz ardı etsek bile bu düşüş hızı hızlanmadan aynı şekilde sürse 2035’te evli kadın başına çocuk sayısı 1’e düşecek. Daha hızlı düşerse sadece 5 yıl sonra 1’deyiz.
İki doğuma karşılık bir ölüm gerçeğini ortaya serdiğinizde bir ülkenin nüfusunu koruması için 3 çocuk bile yetersiz. Ezberleri bir kenara bırakıp, yaşlanan nüfus gerçeği sebebiyle artan ölüm hızı hiçbir zaman gözardı edilmemeli!
Yani 2030’dan sonra doğanlar ölenleri bile karşılamayacak veya olsa olsa başa baş. 2050’de gelinmesi beklenen durum şimdiden gerçek olmuş durumda.
Türkiye şimdilerde nüfusu artırmak için “çabalıyormuş” gibi yapıyor.
İnşaallah başarılı olur ama plan ve uygulamaların gerçeklik ve hikmetten uzak, umut vadetmediğini yazmak insânî ve tarîhî bir mükellefiyet.
O halde Türkiye’nin nüfusu daha hızlı nasıl azaltılabilir bunu yazmak daha yararlı olabilir mi?
Nüfusunu azaltmak için Türkiye’nin ivedilikle yapması gerekenler:
- Zirâî ürünlere daha fazla pestisit sıktırılmalı.
- Tarımda daha fazla ağır metalli sentetik gübre kullanımı, plastik ambalajlı su, sirke, turşu, yağ vs. teşvik edilmeli.
- İçme sularına daha fazla klor eklenmeli.
- Zorunlu eğitim 12 yıldan 24 yıla çıkarılmalı.
- Doktora yapmayanlar işe alınmamalı.
- Cumhuriyetin ilk yıllarında 15 olan evlilik yaşının alt sınırı 18’den 28’e yaş çıkarılmalı ve 28 öncesi evlenenlere erken evlenme cezası uygulanmalı.
- Kürtaj ve sezaryen teşvik edilmeli. SGK bunlar için teşvik primi getirmeli.
- Çalışmayan kadından sayılmamalı ve iş bulmadan evlenmesine müsaade edilmemeli.
- Anayasa değişikliği ile kısırlaştırıcı aşılar zorunlu kılınmalı ve aşı yaptırmayanlara ağır hapis cezası getirilmeli.
- Bebek için anne sütü yetersiz ve hatta gereksiz sayılmalı, doğar doğmaz bütün bebeklere her nevi vitamin zorla yapılmalı.
- Topuk kanı aldırmayanlar otomatik olarak vatandaşlıktan çıkarılmalı.
- Gebelikte şeker yüklemesi zorunlu kılınmalı.
- Amerika’nın bile lağvettiği aşı kurulları daha yetkin kılınmalı ve yahudi şirketlerinin aşısını yaptırmayan, bir soygun ve zorbalık olan topuk kanı verdirmeyenler terör örgütü üyesi muamelesi görmeli.
- Gıdalar daha fazla işleme tabi tutulmalı, katkı maddelerinin sayı ve miktarı artırılmalı. Katkı maddesiz gıda satışına izin verilmemeli.
- Tohumların tümü hibritleştirilmeli, hibrit dışı tohumun ekimi yasaklanmalı.
- Nikah için çiftlerin ikisinin de çalışıyor olması şartı getirilmeli.
- Ev ve araba sahibi olmayanlar nikah randevusu alamamalı.
- Harca harca bitmeyecek kadar çok olan ilk çocuk için 1500, ikinci çocuk için 5000 TL uygulaması sürdürülmeli.
…
Unutmayın! Nüfus nüfuz değil yüktür!
Bir de ‘
İnsanı Yok Et’ kitabı yasaklanmalı.