Elbette insan ölmek için doğar, fakar insan olan yaşarken de hayatın hakkını verendir. Aksi hâlde murad-ı ilahiyeye aykırı davranmış olur.
Mâlum bizde ‘
kıymeti ölünce anlaşıldı’ şeklinde yaygın bir söz vardır ve doğrudur da. Çoğu kez ölünce anlarız kaybolan değerlerin kıymetini. Bu yıl, kıymetini gidince keşkelerle yâd etmek zorunda kaldığımız bir ismi daha, yani tanıyanların ‘
İstanbul Beyefendisi’ olarak tarif ettiği Mehmet Şevket Eygi’yi de Rahmet-i Rahman’a yolcu ettik. Geçmişte rahmetli Kadir Mısıroğlu ve şehid Muhammed Mursi için yaptığımız özel sayılar gibi bu sayımızı da önemli ölçüde Mehmet Şevket Eygi’ye hasrederek sıcağı sıcağına tarihe bir not düştük.
Diğer yandan dünyadaki iktisadî ve siyasî ateş hayli yüksek. Umman Körfez’indeki kontrollü gerilim sürüyor. Ekonomisi âdeta çakılmış olan İran iç kargaşayı önlemek için, ABD ve İngiltere ile gerilimi yükselterek zaman kazanmaya çalışıyor. ABD ve İngiltere ise Körfez’i İran’la korkutarak, İran’ı ise Körfez ile tehdit ederek bir denge oluşturmanın peşinde. Unutmayın ki, İran rejiminin varlığı batı için bir sigorta...
S400’ler nihayet geldi ve kurulumu sürüyor. Buna mukabil daha önce Türkiye’ye Patriot füze sistemi satmamak için direnen Pentagon yani derin Amerika, Türkiye’nin F35 ortaklığını askıya alarak çözümsüz bir belirsizliğe sürüklemeye çalışıyor. Anlaşılan bu iş kadı da bitecek.
Ancak Trump ilk kez de olsa G20’deki söylediklerinin ardında durarak Türkiye’den yana tavır takınmayı sürdürüyor. Adam basit bir mantıkla meseleye ticarî bakıyor, ancak Pentagon için mesele Trump’ın gördüğü kadar basit değil.
Eski BankAsya’cılar tarafından tuzak kurularak ABD’ye gönderilen Halk Bankası Genel Müdür eski Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla nihayet tahliye edildi. Bu ise anlaşmanın bir parçası ve muhtemelen Atilla’nın dönmesi sonrasında mesele Türkiye’de soruşturma konusu yapılacak ve Atilla’ya tuzak kuranlara bunun hesabı sorulacak. Sorulmazsa bile iktidara ve savcılara bu işin peşini bırakmama çağrısı yapıyoruz. En azından Atilla da geldiğinde olup biteni, Reis ve savcılara anlatmalı.
Türkiye’nin Patriot alımı meselesi ise yakında çözüme kavuşacaktır. Bu yıl bitmeden ya da S400’ler göreve başlamaya yakın Türkiye’ye iki adet de Patriot yerleştirilmiş olması kimseyi şaşırtmamalı.
Türkiye’nin F35 programından çıkarılma değil de askıya alınması ise bir oyun. Oyun ise Türkiye’nin milli harp uçak projesini geciktirmeye yönelik. Ancak Savunma Sanayii Başkanı’nın açıklamaları, projenin hızlanacağı yönünde. Dileriz, Rusya’nın teklifi ya da ABD’nin oyalamaları ile zaman kaybedilmez de kendi savaş uçaklarımızı neticeye eriştiririz. Zira Türkiye bunu yapmaya maddî, mânevi, ilmî, teknik ve insan kaynağı açısından muktedir.
Doğu Akdeniz ise ısınmayı sürdürüyor. Dışişleri Bakanı 4. sontaj gemisinin de gönderileceğini duyurdu, AB’nin komik yaptırım kararına tepki gösterirken. Bu da hayırlı bir adım. Bilirsiniz, köpek sürüsü size hırlarken ayağınızı sabit tutar veya üzerlerine yürürseniz hep birden geri çekilir. Siz korkuya kapılıp, geri çekilmeye kalkarsanız itlerin hepsi birden üzerinize çullanır.
Doğu Akdeniz meselesi ya da diğer konularda hesabını iyi yapıp direnen bir Türkiye hep kazanan olacaktır. Aksi durumda hırlayanların tümünün üstümüze gelip bir yerlerimizden ısıracakları, sonra kaçsalar da kuduz mikroplarını bırakarak gideceklerini asla unutmamak gerek.
Dergimizin bu sayısında da Mehmet Şevket beyin dışında ilginç dosyalar göreceksiniz. Ancak şunu belirterek bitirelim. Aile ve kadın tartışması iktidarın başını hayli ağrıtacağa benziyor. Bu, görmezlikten gelinip, ötelenecek bir mesele değil. AK Parti’nin ve Beştepe’nin bu meseleyi ciddiye alması gerekiyor. Uyarmadı demeyin, bu iş gerçekten her zaviyeden can yakacak bir duruma gelmiş, haberiniz olsun!
Vesselam!