30 Ekim 2025 Perşembe

Sosyal Medya

Son Eklenenler

BM’nin iflası, israilin zevali ve Türkiye’nin sabrı

Gerçek Hayat Dergisinin 1120. sayısının editör yazısı
29 Ekim 2025 20:46
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun zamandır “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto yetkisine sahip 5 daimi üyelik sistemi ve BM’nin genel yapılanmasının değiştirilmesi gerektiği vurgu ve çağrısı yapmaktaydı. 2024 BM Genel Kurulunda “Ey BM Güvenlik Konseyi! Gazze soykırımının önüne geçmek, Filistin halkıyla birlikte kendi vatandaşlarının canını tehlikeye atan katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz” diye sormuş ve BM sisteminin değişmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamıştı.

Bu yıl ise “Filistinliler hem de dünya kamuoyu, sadece izleyen, kınayan ama harekete geçmeyen BM'ye olan inancını kaybetti. Gazze, BM'nin felç olmuşluğunu ve eylemsizliğini açığa çıkardı, kurum kendi antlaşmasını bile uygulatamıyor. Yaptırım, reform ve cesaret olmadan BM, engellemek için kurulduğu acıların suç ortağı hâline geliyor” dedi.

Bu yılki genel kurul ise skandallarla sürdü. Trump, karısı ve ekibi, yürüyen merdivenlerden düşme tehlikesi geçirdi. Konuşması sırasında prompter cihazı arızalandı ve salondaki ses sistemi bozuldu. Trump bunların kasıtlı olduğunu iddia etti.

ABD istihbaratı ise BM Genel Merkezi'ni esas alan 56 km'lik bir yarıçapı kapsayan alanda toplam 100 binden fazla sim kart ile 300 sunucudan oluşan bir sistem tespit etti. Sadece BM’nin değil tüm New York’un iletişim sistemini devre dışı bırakacak çaptaki bu skandal hakkında hâlâ net bir bilgi yok. Sebebi, fâilin israil adlı terör örgütü olması.

ABD’nin son ateşkes vetosu da kürsüden en çok eleştirilen husustu. ABD'nin Güvenlik Konseyi temsilcileri şüphesiz ABD yönetiminin emrinde ama buraya hep siyonist/faşist ve acımasız yahudi kadınların atanması da herhalde tesadüf değildi.

ABD’nin Gazze ateşkesini sürekli veto etmesini kürsüden eleştiren Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro "Gazze ateşkesini veto eden anne değil mi, baba değil mi, yoksa bir robot mu? Zîra bunu veto eden kalpsizdir" diyerek esaslı eleştiriler yöneltti.

Tahmin edileceği üzere bu yılki Genel Kurul’un ana gündemi de Filistin/Gazze idi. Ama Filistin’in devlet başkanlığını işgal eden israil yanlısı Mahmud Abbas’ın ABD’ye girişine izin verilmedi.

Öte yandan BM’den rahatsız olan ise sadece Türkiye değildi ve ABD’den Ürdün’e, Kolombiya’dan Finlandiya’ya dek pek çok ülke rahatsızlığını dile getirdi.

“Ben 7 savaş bitirdim, BM yardım bile teklif etmedi. BM, ben  savaşları bitirmeye çalışırken yanımda değildi, müzakerelere katkı sağlamadı. Amacı ne BM'nin?” diye soran Trump, eleştirisini “BM israile güçlü mektuplar yazıyor ama hep boş laf. Savaşları çözen şey eylemlerdir, boş laflar değil" diyerek sürdürdü.

Kolombiya lideri Petro “BM Güvenlik Konseyi'ndeki her veto daha fazla çocukların ölümüne yol açıyor” derken, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, BM'de reform çağrısında bulundu ve ekledi: "BM'de hiçbir ülkenin tek başına veto hakkı olmamalı. Bir Güvenlik Konseyi üyesi, BM Şartı'nı ihlal ederse, belirli bir süre boyunca oy kullanma hakkını da kaybetmelidir."

Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi Çin ise İsrail'in Gazze'deki insanlık dışı soykırımı nedeniyle Birleşmiş Milletler üyeliğinden çıkarılması gerektiğini söyledi.

Portekiz, netanyahunun ülkeye girmesi halinde tutuklanacağını açıklarken, Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ise “netanyahu ve ailesini mahkemede görmek istiyorum. netanyahunun ailesiyle birlikte bir füzeyle yok edildiğini görmek istemiyorum” çıkışı yaptı.

Şüphesiz çok örnek var ama ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa yani veto hakkı bulunan ülkeler bu iğrenç düzenin değişmesini pek istemez. Diğer ülkeler ise bir birlik oluşturamayacakları için bu israil düzeni şimdilik değişeceğe benzemiyor. Düzeni değiştireecek tek şey, mesela Afrika ülkelerinin, İslam ülkelerinin veya başkalarının topluca BM’den çekilme isteğini iletmesidir.

Filistin’de israil adlı bir yapının kurulması için tesis edilen BM’nin bu hali de pek çoğunun özellikle ABD ve israilin işine geliyor. Ayrıca israil için BM’nin zerre miktar bir ehemmiyeti yok. BM, terör oluşumu israili ‘devlet’ olarak tanıdı ve görevini bitirdi, gerisi ise boş laftan ibaret.

Dünya küçüktür terör oluşumu israilden’ cümlesi kesinlikle isabetsiz değil. Bu haydutlar, BM eleştirisi ve diğer eleştirileri umurlarına bile almıyorlar.

Bu terör oluşumu 7 Ekim 2023’ten sonra Lübnan, Mısır, İran, Yemen, Suriye, Tunus ve Katar’ı havadan vurdu. israildeki sözde siyasetçi ve medyadan yükselen çığlıklara göre “yeni hedef Türkiye!” Bunun üzerine de dünyanın her yerinde “israil Türkiye’yi de vurur mu, vurursa bu işin sonu nereye varır” diye soruluyor.

Kimisi “Türkiye ile sıcak çatışmayı göze alamaz” derken kimi “bunlar freni olmayan manyaklar ve yapacakları belli olmaz” şeklinde görüş bildiriyor. Kimine göre ise “Türkiye’nin korumasındaki Suriye’yi vurması Türkiye’yi vurmaktır ama daha ötesine geçemez.” israilin içindeki muhalif unsurlar ise “Türkiye’yi vurmak israilin sonunu getirir” diyerek tepki gösteriyor.

İdarecilerden ve zamandan bağımsız olarak tarih boyunca Türk devlet refleksi hep ânî hareket etmekten yana olmamış, inanılmaz derecede sabırlı davranmışlardır. Mevcut iktidar da inanılmaz derecede sabırlı ve toplumun mühim bir kısmı bu sabırdan rahatsız.

Şurası bir gerçek ki israil, yarası enfekte olmuş ve hiçbir tedaviye cevap vermeyecek bir domuzdur. Eceli yakındır ve muhtemelen de bu ecel Türkiye’nin elinden olacak!

Vesselam!


 
Yorum Yap
Diğer İçerikler