24 Ekim 2025 Cuma

Sosyal Medya

Son Eklenenler

Türk dünyanın mizanıdır!

08 Temmuz 2019 23:39
Bir zamanlar Osmanlı gölü olan ve iç denize dönüşen Akdeniz ve çevresinde yaşayanlar o günleri mumla arıyor.

Akdeniz’i önemli kılan şey, sadece derinliklerinde barındırdığı enerji değil. Aynı zamanda kadim topraklar üzerindeki hâkimiyet ve hepsinden önemlisi de hava ve deniz gücünü taçlandıran Türkiye’nin oradaki varlığı.

Akdeniz’e sınırı olanlara ek olarak Rusya, ABD, AB ülkeleri ve hatta Çin her birden Akdeniz’de toplaştılar ve âdeta herkes ‘ilk tetiği çeken ben olmayayım’ dercesine elleri tetikte bekleşiyorlar.

Bu durumda Türkiye ve Libya’nın atacağı adım büyük önem arz ediyor. Batı ve Körfez tarafından desteklenen ve finanse edilen Hafter adlı teröristin Türkiye’ye karşı salya akıtmasının ana nedeni bu. Hesaplarına göre Hafter güçleri, başkent Trablus’u işgal ederek meşru ‘Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni devirecekti.

Ardından da Hafter yönetimindeki Libya ve Kıbrıs Rum Kesimi ile Yunanistan Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması imzalayacak ve Türkiye’nin önü kesilecekti. Fakat Türkiye buna izin vermedi. Şimdi Hafter’in başı fena halde dertte ve inşallah yakında bertaraf edilir.

İki sayı önce özel sayı ile yâd ettiğimiz şehid Muhammed Mursi’nin Mısır’ı özgürleştirmek ve güçlendirmek için neler yaptığını ve hangi büyük adımlar attığını, Pakistan’ın atom bombasını yapan Prof Abdülkâdir Han’ın kaleminden neşretmiştik.

Bu adımlar, Rusya ile nükleer anlaşma ve Rusya’dan S-400, Almanya’dan 2 deniz altı, Hindistan’dan askeri uydu satın almak idi. Abdülkâdir Han bu girişimin İsrail için büyük tehdit olduğunu ve bağımsızlığın sınırına yaklaşma olduğunu belirtmişti. Mursi’nin yaptığı bir diğer icraat ise Akdeniz’de petrol girişimiydi.

Hüsnü Mübarek döneminde yani 2003 Şubatında, Kıbrıs Rum Yönetimi ile Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzalanmıştı. Rum yönetimi 2010’da aynı anlaşmayı İsrail ile de yapmıştı. Şehid Mursi zamanında Mısır Parlamentosu bu anlaşmayı iptal etti.

Bununla da yetinmeyen Mursi, Kıbrıs Rum Kesimine diplomatik bir nota göndererek, Mısır’ın artık Doğu Akdeniz’deki Rumlar tarafından oluşturulmuş 12 parselli Münhasır Ekonomik Bölge’yi tanımadığını bildirmişti.

Bu iki hamle, Akdeniz’deki bütün denklemleri bozdu ve Türkiye’nin lehine çevirdi. O günlerde başta “Simon Studio Analysis” olmak üzere Siyonist yayın organları hemen hepsi de “Erdoğan, Mursi’yi kullanarak İsrail’i Akdeniz’de çökertmeye çalışıyor” şeklinde haberler yapmıştı.

Mursi’nin şahsiyetli adımları herkes için büyük bir şoktu. Mursi’nin ipinin çekme sürecini hızlandırdılar. Mısır sokakları karıştırıldı ve Batı’nın sağmal ineği Körfez’e finanse ettirerek 3 Temmuz 2013’de darbe yaptırılarak Mursi devre dışı bırakıldı.

Şayet Mursi bu anlaşmayı iptal etmemiş olsaydı, Türkiye bugün bu çetrefilli meselenin içinden çıkamazdı.

Türkiye bir yandan İstanbul seçimlerini tartışırken, diğer yandan da ilk milli uçak gemisi TCG Anadolu’yu suya indirmekteydi. Bu, Akdeniz dengelerini değiştirecek bir hamleydi ve Türkler yeniden sahadaydı. Bu güçle birlikte Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi’nden sonra Fatih Sondaj Gemisi ve Türkiye'nin ikinci petrol arama gemisi Yavuz’da Akdeniz’de görev başında.

Akdeniz’de kan peşinde koşan batılı köpek balıklarını bekleyen şey açlıktan ölmek. Zira onlara Akdeniz’de ekmek yok. Çünkü Türk, dünyanın mizanıdır. O ne tarafa eğilirse terazinin kefesi o yönde denge değiştirir. Akdeniz’de Türksüz kimse hiçbir şey yapamaz! Bu böyle biline!
Yorum Yap
Diğer İçerikler