‘Batı’ sadece (Allah’a ait) bir yönün değil aynı zamanda şerrin, başka bir ifadeyle bâtılın tüm temsilcilerine verilen toplu isimlendirmedir. Batının yani bâtılın temsilcisi sadece dışarıda değil, aramızda yaşan birisi de olabilir. Nitekim bunlar, sayıları azımsanmayacak kadar çok. Hangi ad altında toplanırlarsa toplansınlar onları ortak kılan şey, bize olan düşmanlıkları.
Biz, onların dertlerini biliyor, fakat onlar gibi olmadık, olmayacağız da... Zira İslam’a teslim olmuş bir Müslüman, kendisine silah doğrultulmadığı müddetçe hiç bir cana kıymaz, kıyamaz ve zaten buna da hakkı yok. Çünkü Müslüman, İslâm ahlâkı ile bezenmiş kâmil kişidir. Aksi ise kişi şeklî bir tarifin konusu olur ki, İslâm da, Müslümanlar da bu kişilerin fiilinden berîdirler.
Batının temsil ettiği bâtıl ise, Hakk’ın ve Hakk’ı temsil eden herşeyin düşmanıdır. Bâtıl, ahlâktan mahrumdur. Dolayısıyla Allah’a ve kullara hesap vermek gibi bir dert taşımaz. Bu yüzden dilediğini öldürür, dilediğini gasp eder, dilediğine de tecavüz... İşte bu nedenle batıyı tarif edebilecek yegâne mefhum, ‘
terör’ kelimesidir.
Batı ya da batı kültürü dediğimizde aslında öz itibariyle Yahudi kültüründen söz ediyoruz demektir. Hıristiyanlık dediğimiz şey de, Yahudiliğin doğurduğu bâtıl bir inanç biçiminden başkası değil. Öte yandan iktisat, siyaset, sosyal ve kültürel olarak Batının içine kaçmış bir Yahudi vardır. Batı özünde barbardır. Yahudi kültürünün şekillendirip termerküz ettirdiği Batı; bugün Filistin’de Siyonist terör, Mymmar’da Budist terör, Çinde Komünist terör, dünyanın geri kalanında ise Haçlı terörü şeklinde insanlığı kasıp kavurmakta. Biz buna topluca içine Yahudi kaçmış “
Haçlı Terör Örgütü” (BTÖ) diyoruz.
BTÖ’nün siyaset, kültür, medya, spor başta olmak üzere, çeşitli sahalardaki terörüne dair çok şeyi kapak dosyamızda bulacaksınız. Bunun yanı sıra, bir haftadan az bir süre kalan 31 Mart mahalli seçimleri hakkında değerlendirmeler ve Avni Özgürel’in bekâ tartışmaları ile teröre yönelik ilginç sözlerini okuyacaksınız.
Hep birden Yeni Zelanda’ya kilitlenmişken, ne yazık ki Afrika ve Suriye’den üzücü haberler geldi ve gelmeye devam ediyor. PKK/PYD ile ABD askerleri, DAEŞ’tan kurtarma bahanesiyle Suriye’de çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu çok sayıda mâsumu ateşle yaktı. Kazakistan Devlet Başkanı rüya gibi bir kararla koltuğunu bıraktı.
Haçlı Parlamentosu AP, Türkiye hakkında aslına bakarsanız, bizi kendimize getirecek güzel kararlar aldı...
Yeni bir muhtevanın yanı sıra, yeni bir ebat, yeni bir tasarım, yeni bir kâğıt ve yeni bir dille önemli bir
değişim geçiren Gerçek Hayat’a yönelik teveccühünüz bizleri ziyâdesiyle memnun etti. Satışa da yansıyan bu gelişmenin yeni aboneliklerle de taçlanmasını arzu ediyoruz. Bu sayıda iki müjdemiz daha var. İlki, mûteber ilim adamlarımzıdan Süleyman Hayri Bolay hocamızın aramıza katılması... İnşaallah yazıları sık sık dergimizde olacak. İkincisi ise sosyal medya hesaplarımızda Gerçek Hayat’ın son sayısına dair resim paylaşan 4 okuyucumuza her hafta Ketebe Yayınlarından 4 kitap hediye edeceğiz. Lütfen paylaşmayı ihmal etmeyiniz!
Son sözümüz ise Yahudi severlere olsun. Geçen haftaki kapağımızın gündemi etkilemesi bizi ziyadesiyle memnun etti. İnşaallah hayırlı bilgilerle hep etkilemeye devam edeceğiz. Takdirleriniz için bir kez daha teşekkürlerimizi arz ederken, sesi çok çıkan bazı Yahudi severlere diyoruz ki; umurumuzda değilsiniz! Kişi sevdiği ile beraberdir!
Selam ve dua ile