21 Mayıs 2025 Çarşamba

Sosyal Medya

Son Eklenenler

Yediklerimizin farkında mıyız?

Eylül 2011 sayısını 'Gıda Dosyası'na ayıran Yeşilay Dergisi Deccal Tabakta'nında kritiğini yayınladı. İşte Gazeteci Kadir Metin Akbaş'ın dergide yer alan 'Yediklerimizin farkında mıyız?' başlıklı kitap tanıtım yazısı...
22 Eylül 2011 01:01

"Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti" bu ilginç cümle, Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk'un "Yeni Hayat" adlı romanının ilk cümlesidir. Birçok insa­nın hayat boyunca kurmak istediği büyülü bir cümledir bu. Bu cümleyi kurduracak kitapları okumak isteyenler için. Gıda Hareketi Başkanı Kemal özerin "Deccal Ta­bakta* isimli kitabını şiddetle tavsiye ediyorum. Bu kitabı okuduğunuzda, hayatınızın nasıl değişmeye başladığına birebir şahitlik edeceksiniz, ömrümüz, yediklerimizin bize kazandırdığı enerji ile geçiyor. Sabah uyanır uyanmaz başlayan bu koşuşturma, gece yatağa girene kadar sürüyor.
 
Mutfak dolaplarımız, kileri­miz, masamızın üstü, çekmecelerimiz hep tüketilme!) bekleyen gıda ürün­leri ile dolu. Modern dünyanın bize dayatması sonucu, deyim yerindeyse ne bulursak yiyoruz. Hazır gıdalar, paketlenmiş gıdalar, açıkta satılan gı­dalar, memleketten getirdiğimiz gıda­lar, çabuk bozulanlar, abur cuburlar... Yediğimiz her bir lokmanın bizi inşa ettiğini hatırdan çıkarmadan Siyasi, Dini ve Vicdani Açıdan GDO alt baş­lığı ile yayınlanan Deccal Tabakta ki­tabı, sindire sindire okunmalı.
 
Bir türlü tadını alamadığımız karpuzlar, plastik bir malzemeyi yiyoruz hissi veren domatesler, hepsi de ayna gibi parlayan mey­veler...
 
Bu kitap, gıdalarımızın üzerindeki kirli elleri bir bir deşifre ediyor.
 
Tohumda oynanan büyük oyunu anlatıyor. Hibrit tohum demlen; ürünlerin tohumlarının genetiği ile oynanıp patent alınması ve patent alan firmanın dedektif­ler tutarak üreticileri sıkıştırmasını, tohumların yeniden kullanılmasını engelleyerek çiftçileri kendilerine bağımlı kılmalarına yarayan tezgâhı tüm yönleriyle göz önüne seriyor.
 
Kitabı okuyunca anlıyoruz, yediğimiz domates­lerin çekirdeğinin neden olmadığım...
 
Tarlaya ekilen bir üründen neden tohumluk ayrılamadığını...
 
Bu kitabı okuduğunuzda pirinç tohumları ellerinden alınan ve sa­dece hibrit tohumlu pirinç ekmelerine müsaade edilen, Hindistanlı çiftçilerin hazin hikâyesine şahitlik ediyorsu­nuz. Uzaklara gitmeye gerek bırakmıyor kitap, tohum ko­nusunda ülkemizin durumunu faş ediyor. GDO, yani genetiği değiştirilmiş organizmalar hakkında bilinmeyen, gözden kaçan, bilinmesi istenmeyen ne var­sa satır satır yer alıyor kitapta.
 
Okudukça öğreniyoruz ki; genleriyle oynanan gıdalar ile sade­ce yiyecekler değil, insan nesli ifsad edilmek isteniyor.
 
"GDO denen illete dur denilmezde 50 yıl sonra normal yollardan çocuk sahibi olanlar par­makla gösterilecek" desek ne hisse­dersiniz?
 
Dünya ticaretini ellerinde tutan şirketlerin daha çok para ka­zanmak ve insanlığı kendi emelleri doğrultusunda kullanmak isteme­lerinin bir sonucu olan GDO'lar biz farkında değiliz ama ne yazık ki; her gün büyük bir iştahla yediğimiz yi­yeceklerin içinde yer alıyor. Makar­nadan köfteye kadar birçok yemeğe gönül rahatlığı ile kattığımız ketçapların içindekiler kısırımda "modifiye mısır nişastası* yazıyor. Biz farkında değiliz ama o ketçapı her tükettiği­mizde bizim DNA'lanmız modifiye oluyor, değişim geçiriyor, başkalaşıyor, hastalanıyor.
Büyük bir emek ürünü olan bu kitabı okuduğunuzda, gı­dalara bakısınız değişecek. Buzdolabınızda sakladığınız hazır gıdaların içindekiler kısmım okuyup modifiye mı­sır nişastası, soya lesitini ve sığır jelâtini bulunan ürünleri yok etmek isteyeceksiniz.
 
Artık markete her gittiğinizde satın alacağınız gıdaları büyük bir dikkatle seçeceksiniz. Gıdalara sadece, 'domuz yağı var mı, yok mu?” diye değil. GDO açısından da bakacaksınız.
 
Sadece kendimiz için değil, çocuklarımız, sevdiklerimiz ve tüm insanlık için bir şeyler yapmak istiyorsak buna Deccal Tabakta kitabım okuyarakbaşlayabiliriz.

Kadir Metin Akbaş, Yeşilay Dergisi'nin 932. sayısı (Eylül 2011)
Yorum Yap
Diğer İçerikler