Makaleler • 4 Ekim 2008 Cumartesi
Yarattıklarımın rızkı bana ait diyen Allah c.c.’ın vaadine güvenmeyip batılı zihinlerin şükürsüz verilerinden beslenip susuzluk edebiyatı yapanlar, yağmuru görünce edep edebildiler mi?
Rahman c.c.’e tam bir teslimiyetle teslim olmayanlar, muhtemelen Rezzak c.c.’ın susuz bırakacağını sanıyorlar!
‘Kendi vadiden döneneler’, Kerim c.c. olanı da vadinden döner sanıyorlar! Sanmıyorlarsa bu ümit kesmek niye? Gelecek elli yılda insanlığın susuz kalacağı iddiası, Hâkim c.c.’den güvensizlik değilse nedir?
İnsan, Hak Teâlâ’yı unutsa da yarattıklarının tüm ihtiyaçlarını tam bir denge ile yaratan Hâlik c.c.’in, yarattığı suyun 21. yy insanına yetmeyeceğini iddia etmek yeryüzünde bazı şeylerin eksik olduğu iddiasını taşıyor olmasın sakın!
Hiç kuşku yoktur ki Samed c.c., kullarının ihtiyaçlarını bilir ve var eder. Sadece nankörler bunu göremez, bilemezler. Bu yüzden de endişeye kapılırlar.
Kulları, kendini diğer kulları ve Rablerini unutsa bile O c.c., unutmaz, vadinden dönmez. İnsanoğlunun ezici bir kısmı bunu hak etmeseler de Ma’bud c.c., vadini sürdürecek ve tamda ümitsizliğe düşüldüğü anda yeryüzünü nimeti ile donatacaktır.
Hiç kuşku yok ki, yağmurun gecikmesi de tam vaktinde yağması da bir imtihan vesilesidir. Nankörlerden olmak bize yakışır mı?
Akıl adamı terk ederse, ‘deli’; adam, aklı terk ederse, ‘meczûb’ olurmuş. Meczup, Hak c.c. aşkında varlığını yitirmiş insan imiş. İmam-ı Azam Ebu Hanife r.a. ‘Biz Allah’ın ilmi ile meşgulüz; O meczuplar ise doğrudan Zatı ile meşguller’ buyurmuş. İşte onlardan biri olan Hak âşığı, Vüheyb bin Ömer Sayrâfî [bilinen adıyla Behlûl-i Dânâ r.a.]’nın hikmetli sözlerine kulak verelim.
Harun Reşid r.a. döneminde üst üste yağmur duaları yapılsa da beklenen yağmurlar bir türlü yağmaz. Halife Harun Resid, yağmur duasına katılmasını rica ederse de bir türlü ikna edemez Behlûl-i Dânâ’yı. Yalvarmalarının üzerine Behlûl-i Dânâ, Halife’nin talebini kabul eder.
Yağmur Duası başlar. Behlûl-i Dânâ duanın tam ortasında ‘beş olmaz bir olsun’ diye söylenir. Ardından adeta çetin bir pazarlık başlar. Behlûl-i Dânâ bu kez ‘dört çok bir olsun’ diye nidâ eder. Ardından ‘üç çok iki olsun’ der. Anlaşma sağlanmış olmalı ki hemen yağmur başlar.
Bu sırada herkes Behlûl-i Dânâ yine yaptı yapacağını diye mırıldansa da Harun Reşid manevi bir şeyler olduğunun fakındadır. Dua sonrasında sorar: ‘Ya Behlül ne oldu? Kiminle konuşuyordun? Bu pazarlıkta neyin nesidir?’
Behlûl-i Dânâ ‘Melek beş salih kul göster hemen yağmur yağsın’ dedi. Ben ise ‘beş çok’ dedim. ‘Dört olsun’ dedi. ‘Dört çok’ dedim. ‘Üç olsun’ dedi. ‘Üç çok dedim ikide anlaştık’ der.
1900’lü yılların başlarıdır. Konya’da sağlıklı içme suyu sorunun yanı sıra toprak da yağmursuzluktan yarılmıştır. Konya valisi Ferit Paşa’nın da katıldığı yağmur dualarına gidilir. Konya’nın sehâvet sahibi eşrafından Cambaz Deli Osman Ağa Rabbine öylesine nazlanır ve ağzında ‘Allah’ım toprak yarıldı, kurt kuş susuz kırıldı. Vallahi durum bildiğiniz gibi değil’ cümleler dökülür. Basit kullar için isyan olan bu naz, makama ulaşır ve defalarca dua yapılmasına rağmen yapmayan yağmur sel olur ve toprağı doyurur.
Yıl 1999. Rahmetli Mustafa Çukurkavak hoca ile bir beldedeyiz birlikteyiz. Şükretmesini bilmeyenler yine yağmursuzluktan dertliler. Hoca’dan dua rica ettiler. Tepedeki Haziran güneşine aldırmayan merhum hoca ellerini açtı ve birkaç kez ‘Yalvarıyorum ya Rabbi bu kullarının isteklerini lütfet. Yağdırıver rahmetini’ dedi. Daha dua bitmeden muhteşem bir yağmur indi.
İstemeye yüzümüz olursa Rabbimiz hep lütfedecektir. Geçmiş ümmetlerin başına gelenler bizimde başımıza gelemden cennete mi gireceğiz. İman ettik demek yeter mi sanıyoruz? İsteyenin Rabbinden isteyecek yüzü olmalıdır. Kuralıktan kullar için sadece bir imtihandır. Azlığı çoğa tahvil etmeye kalkana Rabbi neden yardım etsin! Müslüman tüccarlar Medine Pazar’ının ilkelerini ilke edinmediği müddetçe varlıkları arta bile bereketle tanışamazlar.
Moral Fm'de: İyi gıda iyi gelecek
TVNET Sağlık Raporu'ndayız
Kontv'de Düzlem programının konuğuyuz
TV24'de küresel tuzakları konuşuyoruz
Sultanbeyli'de konferans ve imza
8 Ekim 2018 Ankara KAGEM Konferansı
İFAM'da gençlerle buluştuk
Ömer Öztürk Talebe Yurdunda konferans